Kemerburgaz kaynak suları, yeşil ormanları ve temiz havası ile İstanbul’un az kalmış doğal alanlarından bir tanesi. 47 dönüm arazi üzerinde bulunan Alkuzu Çiftligi ata tutkun 6 yaş üzeri her seviyedeki sporcuya okul olarak hizmet eder. Okulumuzda temel biniş, dresaj, engel atlama ve atlı jimnastik branşlarında uzmanlaşmak isteyen sporcular için lisansa hazırlık eğitimi, binicilik yarışmalarına hazırlık dersleri verilmektedir. Hızlı şehirleşme sebebiyle okulumuzda güvenlik açısından arazi binişi yapılmamaktadır.
Alkuzu ailesine ait olan çiftlik yıllardır süt mandırası olarak kullanıldı, üzerinde büyük baş hayvancılık ile uğraşıldı. Çocuklarının okuyup masa başı işlerde çalışmasını isteyen aile, oğullarını her ne kadar çiftlik hayatından uzak tutmaya çalışsalar da 15 senedir yiyecek & içecek sektöründe çalışan, ama her fırsatta sabahın erken saatlerinde koşup çiftlikteki atları ile ilgilenip, arazide at binen Cüneyt Alkuzu 2008 yılında çocukluğundan beri hayalini kurduğu ve sevdiği atları ile birlikte olmak için profesyonel iş hayatına son verip yeni bir hayalin peşinde koşuyor; herkesin, her kesimden insanın, her gelirden insanın içinde gerçek doğa sevgisi olanların bir arada olacağı, kapalı, nitelikli ve özel bir “At Çiftliği Projesi”.
5 yıl içerisinde 25 ahır, 1 açık manej , 1 kapalı manej 5 farklı açık padok, sadece binicilere hizmet veren küçük cafe-restoran ile hizmet vermeye başlıyor. Şu anda çiftlikte atlara pansiyon hizmeti, temel biniş ve teori, dresaj, engel atlama, voltij ve lonj dersleri, 3-9 yaş arası çocuklar için pony gezileri, binicileri lisans sınavlarına ve yarışmalara hazırlamak için özel eğitimler veriliyor.
Arazi binişlerinde tecrübeli olduğu için Türkiye Binicilik Federasyonu’nun bir branşı olan Atlı Dayanıklılık (Endurance) ile müsabakalara başlıyor, Milli Takım’a seçiliyor. Ancak Türkiye’de sporcular bu disiplin için uygun olan dayanıklı Arap atlarını ve 20-30 km’ lik antrenman sahası bulamadıkları için bu disipline ilgi göstermiyor ve Cüneyt Alkuzu da 3-5 kişinin rakip olduğu, yeterli ödül ve teşvikin bulunmadığı sadece kendi imkanları ile bu branşta devam etmek yerine, Türkiye’de en prestijli branş olarak görülen ve kendi öğrencilerine de örnek olabileceği “Engel Atlama” disiplinine geçiş yapıyor.
